SU KALİTESİ
Kahve dediğimiz hoş kokulu, güzel tatlı, siyah içeceğin
demlenme şekline göre %92 ila 99 arası bileşeni, yani neredeyse tamamına yakını
sudan ibarettir. Buna rağmen, müşkülpesent kafeinmanlar olarak biz, gittiğimiz
kahveci dükkanlarından kullanılan çekirdeğin yetiştiği bölgeyi, toplandığı
yüksekliği, işlenme şeklini, kavurma derecesini merak eder de, kullanılan suyu
aklımızın ucundan dahi geçirmeyiz. Oysa referans dışındaki iletkenlik, ph,
toplam sertlik, karbonat sertliği, klorür gibi değerler sizin, Malawi’nin
Nkhata bay dağlıklarında, 2000 metre yükseklikte elle toplanmış, özenle
işlenmiş ve kavrulmuş kahvenizi, hele ki şu günlerde her köşe başında açılan
üçüncü dalga kahvecilerden birinde içiyorsanız, oldukça pahalı bir bulaşık
suyuna çevirebilir.
Girdiğim birçok işletmede damacana kullanımı dikkatimi
çekiyor. Plastik damacanaların, taşıma sırasında güneş ışığına maruz kalması
nedeni ile, plastiğin içinde bulunan, insan sağlığına zararlı bazı
kimyasalların suya salınımına sebep olduğunu bir yana bırakalım ve durumu
kahvenin akıbeti açısından değerlendirelim.
Bazı damacana sular içmek için uygun olabilir, ancak
kahvenin tadını ortaya çıkarmak için gereken değerlere sahip değiller. Bu
sonuca varmak için daha önce bahsi geçen tuhaf analiz cihazları ile, sıfırcı
bir fen öğretmeni edası ile bizzat ölçüm yaparak gözlemlediğimi söylemeliyim.
Damacan su ile mükemmel kahve yapmak mümkün olmamakla birlikte oldukça
maliyetli ve eziyetli bir yöntemdir ve işin profesyoneli açısından, daha çok
iş, daha kötü sonuç anlamına gelir. Ayrıca kullanılan espresso makinesi için de
uzun vadede sorunlara yol açabileceğini ve işletmenizi iyi bir ekipman ile
donattıysanız söz konusu bu espresso makinesinin, halihazırda evinizin önüne
park etmiş olduğunuz arabanızdan bile daha pahalı olduğunu göz önünde
bulundurduğunuzda, hiç de mantıklı bir alternatif olmadığını kolaylıkla
görebilirsiniz.
Gözlemlediğim bir diğer hatalı yöntem ise reverse osmos
system diye tabir edilen su arıtma sistemlerinin tesisata entegre edilmesidir
ki bu yöntem ile elde edilen su, damacana kullanımından daha da kötü sonuçlar
verir. Sebebi ise bu yöntemle arıtılan su, damacana kullanımından daha da kötü
sonuçlar verir. Sebebi ise bu yöntemle arıtılan suyun, aslında demlemede
ihtiyacımız olan bir miktar kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri neredeyse
tamamen ayırmasından kaynaklanmaktadır. Suyu saf suya yakın değerlere taşıyan
bu sistemlerle tertemiz su elde edebilirisiniz, bu su ile belki yemek
pişirebilir, cildinizi temizleyebilirsiniz, lakin mükemmel demlemeyi asla yakalayamazsınız.
Yani gerçek bir kahve sevdalısının yolu, az biraz simyacılıktan geçer.
Pekala doğru değerler nelerdir ve bu değerlere nasıl
ulaşırız dediğinizi duyar gibiyim. Hemen anlatayım. Bazı büyük kuruluşlar yeme
içme sektörünün her kolunda aynı değerlere sahip suyun hizmet edemediğini fark
etmiş ve farklı kollarda yaptığı ar-ge çalışmaları ile içme suyu, buz
makineleri, postmix&catering, kahve, çay, buharlı pişiriciler gibi farklı
alanlara ayrı arıtma çözümleri üretmişler. Yani biz müşkülpesent kafeinmanlar
bu zorlu süreçte yalnız değiliz.
İşte bu, ürüne özel filtrelerle arıtılmış suyu mükemmel kahve çekirdekleriyle buluşturmak, en iyi kahve hedefiyle yola çıkmış işletmelerin olmazsa olmazlarının en başında yer almaktadır. Konunun önemini dikkatinden kaçırmış işletmecilere farkındalık sağlarken, benim gibi paranoyak son tüketicilere de geçmiş olsun diyorum, alın size mükemmel kahve arayışında dikkat etmeniz gereken bir parametre daha.
Coffeemamma, Fatih ARSLAN
Lütfen
Bekleyiniz